4 Şubat 2011 Cuma

Hissiyat?


"İnsanlar roman yazabilir, senfoni de besteleyebilir. Ama asıl önemli olan bir film çekebilmektir.

20. yüzyıl sanatının en büyük yanlışlarından birinin ne pahasına olursa olsun özgün olma çabası olduğunu düşünüyorum.

Bir şeyin hakikati bazen onun fikriyatında değil, tam da hissiyatındadır.

Okulda bulunduğum süre boyunca hiçbir şey öğrenmedim ve 19 yaşıma kadar kendi isteğimle bir kitap okumadım.

Eğer Leonardo, Mona Lisa tablosunun altına şöyle yazsaydı ona nasıl değer verebilirdik: “Hanımefendi gülümsüyor çünkü sevgilisinden sakladığı bir sır var.” Bu izleyiciyi gerçeğe zincirlerdi ve ben bunun 2001’e [Space Odyssey] olmasını istemiyorum.

Belki saçma gelecek ama genç yönetmenlere önereceğim şey ellerine bir kamera ve film alıp herhangi bir konuda film çekmeleridir.

Her hüzünlü hikaye, gerçek hayattaki olaylarla çelişki içinde olmalıdır.

Birçok insanın normal görünmek için gerçek olmayan bir dizi pozlar verdiği, bir tür gri hiçliği kabul ettiği bu dünyada, suçlu ve asker en azından bir şeye karşı ya da bir şeye taraf olma meziyetini gösteriyor. Kimin daha fazla fesatla uğraştığını söylemek zor; Suçlu mu, asker mi, biz mi?

Beni LSD karşıtı yapan şeylerden biri de, LSD kullandığını bildiğim kişilerin hepsinin gerçekten ilginç ve insanı harekete geçiren şeyler ile uyuşturucunun sebep olduğu mutluluk arasındaki farkı ayırt edemeyecek kadar aciz olmasıdır. Tamamen yeteneklerini kaybetmiş ve hayatın insanı en çok mutlu eden yanlarıyla bağlarını kesmiş gibi görünüyorlar.

Belki de herşey güzel olduğunda, hiçbir şey güzel değildir?

"

Stanley Kubrick

4 yorum:

  1. Her hüzünlü hikaye, gerçek hayattaki olaylarla çelişki içinde olmalıdır. derken hayattaki olayların hikayelerdeki kadar hüzünlü olmadığını bilakis daha eğlenceli olduğunu mu söylemeye çalışmış acaba stanley bey ?

    eğer öyle diyorsa bence hayatı gözlemlerken takındığı pembe renkli gözlüklere sahipmiş.

    belki de her sey güzel olduğunda hiçbir şey güzel değildirine katılırım. zira güzel denilen şey kime ve neye göredir.

    YanıtlaSil
  2. tersten başlıycam çünkü zor soruyu başa koymuşsun. öncelikle "belki de her sey güzel olduğunda hiçbir şey güzel değildir?" cümlesinden bu kadar karamsar bi anlam çıkarabildiğin için tebrik ediyorum. sen stanley bey'den daha karanlık düşüncelere sahipsin bence :)
    çelişki olayına gelince, sahibine göre değerlendirilmesi gereken bi cümle olduğunu düşünüyorum. sahibi de stanley kubrick, hayatı söylediğin kadar tozpembe gördüğünü sanmıyorum. filmlerinde henüz insana yaşama sevinci aşılayacak bi şeye rastlamadım çünkü. ama
    "hayattaki olayların hikayelerdeki kadar hüzünlü olmadığını" değil de gerçek hayatın hikayelerinden daha hüzünlü olduğunu düşünüyo olabilir. bu da bi çelişki sonuçta :)

    YanıtlaSil
  3. düşüncelerimde bir karamsarlık olduğunu herkes söyler :) ben de onlarla aynı fikirdeyim ama aslında bu karamsarlık mı gerçekcilik mi acaba ? çünkü gerçekler karanlıksa eğer, gerçekci olunca karamsarmışsın gibi algılanabiliyor.
    gerçekleri göremeyenlerin, kendilerini umutlu, pozitif insanlar olarak nitelerken gerçeklerin farkına varanları suçlar bir şekilde sen karamsarın tekisin demeleri kendi körlüklerini kendi kendilerine görememelerinden başka bir şey değil.

    hayatın taşıdığı hüzün, içinde hayatı taşıyan hikayelerin hüzünleriden daha küçük olamaz. bu eşyanın da tabiatına aykırı.

    YanıtlaSil
  4. hayatın hüznü hikayelerin hüznünden daha küçük demiyorum ki, tam tersini "gerçek hayatın hikayelerinden daha hüzünlü olduğunu" söylüyorum :)

    "derken hayattaki olayların hikayelerdeki kadar hüzünlü olmadığını bilakis daha eğlenceli olduğunu mu söylemeye çalışmış acaba stanley bey ?" diyen sensin. önce bok atıp sonra düşündüğünü düşündüğün şeyle adamı itin götüne soktun :D

    YanıtlaSil